21 Nisan 2025

Diyarbakır Turu

ULU CAMİİ

M.S. 639 yılında Diyarbakır’a egemen olan müslüman Araplar tarafından şehrin merkezindeki en büyük mabedin (Martoma Kilisesi) camiye çevrilmesiyle oluşturulmuştur. Daha sonra 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah’ın buyruğu ile büyük bir onarım gördüğünü, değişik dönemlerde birçok kez onarım ve eklentilerle bugünkü şeklini aldığını kitabelerinden öğrenmekteyiz. 1115 yılında geçirdiği yangın ve deprem sonucu içerisindeki kemerler, sütunlar ve bezemeli taşlar hepsi yıkılmıştır. Dışarıda bulunan mermer taşları bu tarihten sonra yayılmıştır. Erken İslam döneminin ünlü Şam Emeviye Cami’nin (benzerliklerden dolayı) Anadolu’ya yansıması olarak yorumlanan Diyarbakır Ulu Cami, İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Camide sibernetiğin babası olarak kabul edilen ünlü bilgin El Cezeri’nin yaptığı güneş saati bulunmaktadır.

SURP GİRAGOS ERMENİ KİLİSESİ

Ermeni cemaatinin Ortadoğu’daki en büyük kilisesi konumunda kabul edilen Surp Giragos Ermeni Kilisesi, İnciciyan’ın verdiği bilgiye göre 16. yüzyılda inşa edilmiştir. İnciciyan, 1518 yılında Sen Teodaros Kilisesi’nin camiye dönüştürülmesinden sonra, kiliseye ait mezarlığın içinde Surp Giragos Kilisesi’nin inşa edildiğini ifade etmektedir. Kilise, 1722 yılında dönemin metropoliti Bedros Vartabed tarafından geniş çaplı bir restorasyona tabi tutulmuştur. Surp Giragos Kilisesi, 1881 yılında meydana gelen bir yangında harap olmuştur. Belgelerden anlaşıldığına göre kilise kazaen yanmış ve Ermeni cemaati tarafından padişahtan kilisenin tamiri için izin istenmiştir. Bu konuda şeyhülislamdan fetva istenmiş ve şeyhülislam da, “sulh yoluyla fetholunan bir beldede bulunan eski bir kilise yanmış olsa, o beldenin zimmîleri kiliseye nesne ilave etmeksizin eski haline uygun olarak tamir etmeleri dinen uygundur” şeklinde fetva vermiş ve kilisenin tamiri için padişah tarafından Ermeni cemaatine ruhsat verilmiştir. Böylece kilise, 1883 yılında yeniden inşa edilerek ibadete açılmıştır.

ON GÖZLÜ KÖPRÜ

Dicle Köprüsü, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Dicle Nehri üzerinde yer alan tarihî bir köprüdür. On açıklığa sahip olduğu için yerel halkça On Gözlü Köprü olarak bilinirken eski Silvan yolu güzergâhında bulunduğundan bazı kaynaklarda ise Silvan Köprüsü olarak da geçer. Şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta olup Diyarbakır’dan gelerek Mardin’e devam eden (eski Mardin yolu), sonra doğuya doğru ayrılan tali yolun bağlantı yerinde, kentin merkezini Bağıvar beldesi ile civar köylere bağlayan noktada bulunmaktadır. Köprünün ilk yapım tarihi ile ilgili farklı türde görüşler vardır. Bu görüşlerden bazıları köprünün şimdiki yerinde, antik dönemde de bir köprü olduğunu öne sürer. Birkaç defa kısmen veya tamamen yıkılıp yeniden inşa edildiği düşünülen köprünün, yapım yılı olarak bilinen en yakın ve doğru tarih, köprü üzerinde yer alan kitabeden fark edilmektedir. Kitabeye göre Mervaniler döneminde 1065 yılında yaptırılmıştır.

HASAN PAŞA HANI

Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır’da Ulu Camii’nin doğu girişinin karşısında, Gazi Caddesi’nin üzerinde yer alan tarihî han. Hanın iki kitabesinden öğrenildiğine göre, Diyarbakır’ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üçüncü vali olan Sokollu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında yaptırılmıştır. Diyarbakır valilerinden Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında inşa etti¬rilmiş olan bu han tarih boyunca Diyarbakır’ı ziyaret eden seyyahların da hemen dikkatini çekmiş ve han hakkında seyyahlar önemli bilgiler vermişlerdir.
1612 yılında Diyarbakır’ı ziyaret eden Leh Simeon, şehre geldiği zaman indiği Hasan Paşa Hanı’nı şu şekilde tasvir etmiştir:

…Muazzam kârgir bir bina olan bu hanın 500 beygiri barındırabilecek yer altında iki ahırı, renga¬renk demir parmaklıklarla çevrilmiş çok güzel havuzu, üç kat üzerine birçok kârgir odaları vardı…

22 Nisan 2025

Şanlıurfa Turu

GÖBEKLİ TEPE

Göbeklitepe veya Göbekli Tepe, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Şanlıurfa ilinin 18 km kuzeydoğusunda, Haliliye ilçesine bağlı Örencik köyü yakınlarında yer alan Neolitik bir arkeolojik sit alanıdır. MÖ 9600–9500 civarına tarihlenen Göbeklitepe, dünyanın şu ana kadar bilinen en eski tarihî yapısıdır. Bazı popüler kaynaklarda “tarihin sıfır noktası” nitelendirmesiyle de anılmaktadır.

BALIKLI GÖL

Balıklıgöl (Ayn-i Zeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri), Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim peygamberin ateşe atıldığına inanılan bu iki göl, İslam alemi için kutsal sayılan balıkları (sazangiller) ve çevrelerindeki tarihî eserler ile Şanlıurfa’nın en çok ziyaret edilen tarihî mekanlarındandır. Tarihsel ve bilimsel verilere göre Balıklıgöl havuzları, yarı kadın yarı balık olan tanrıça Atargatis için yapılmış birer antik pagan (putperest) tapınaklarıdır. MÖ 1000-300 yılları arasında net olmayan bir tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir. Günümüzde İsrail, Lübnan, Suriye’de de tanrıça Atargatis’e adanan içindeki balıklara dokunmanın ve yemenin yasak olduğu balıklı havuzlar vardır. İslam dışında Balıklıgöl platosunda ayrıca Yahudi ve Hristiyan inanışları de mevcuttur.